Demokrasi Serüveni

* Seçme ve seçilme demokrasinin temel özelliklerindendir. Bu temel özellik seçim kanunlarında bazı maddelerle belirtilmiştir.

Bunlar;
* Madde 2: Seçimler serbest, eşit, tek dereceli genel oy esaslarına göre yapılır. Seçmen, oyunu kendisi kullanır. Oy, gizli verilir. Oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması açık olarak yapılır.
* Madde 6: On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı, seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.
* Madde 14/2: Oyunu kullanan seçmenin parmağının işaretleneceği özel boyayı ithal veya imal ettirmek, sandık kurullarında zamanında bulundurmak ve saklamak devletin görevlerindendir.
* 1995 yılında yapılan bir değişiklik ile partilere üye olma yaşı 18’e indirildi. Siyasî partilerin kadın ve gençlik kolları kurmalarını, yurt dışında örgütlenmelerini yasaklayan hüküm kaldırıldı.
* Yükseköğretim elemanları ile yükseköğretim öğrencilerine siyasi partilere üye olma hakkı getirildi.
* 1995 yılında milletvekili sayısı 450'den -550'ye çıkarıldı.

OKUL MECLİSLERİ PROJESİ

* 13 Ocak 2004 tarihinde TBMM ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında, öğrencilerde demokrasi bilincinin oluşmasını sağlamak ve demokrasiyi yaşatabilmek amacıyla imzalanan bir protokol uyarınca Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesi hayata geçirilmiştir.

Projenin Amacı

* Projenin başlangıçta çocuklarımıza, daha sonra da demokratik hayatımıza kazandıracağı dört temel amacı belirtilmiştir.

Bunlar;
* Yerleşik bir demokrasi kültürü ve bilincinin oluşturulması,
* Hoşgörü, çoğulculuk, farklılıklara rağmen insanların huzur ve barış içerisinde bir arada yaşabileceği, tartışma ortamını bilen, düşünen, sorgulayan, analiz ve sentez yapma kabiliyeti olan bireylerin, büyük Atatürk'ün "Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" olarak nitelediği cumhuriyet vatandaşlarının yetiştirilmesi,
* Kültürünü özümsemiş, ayakları kendi ülkesinin toprağına basan, ancak dünyaya ve milletlerarası değerlere açık nesillerin yetiştirilmesi,
* Seçme, seçilme ve oy kullanma kültürünün kazandırılmasıdır.


konuyla ilgili sorular için tıklayınız

Demokrasi sözcüğü Yunancadan gelir. Eski Yunancada "demos’ halk, ‘kratos’ iktidar ya da egemenlik anlamında kullanılırdı. Buna göre, demokrasi halkın egemenliğini ifade eder. Demokrasinin ilk ortaya çıktığı ülke eski Yunanistan’dır.

Demokrasinin günümüze kadar gelişmesini etkileyen önemli unsurlar şunlardır:

M.Ö. 450: Atina'da Aristo,   Eflatun ve Sokrates gibi düşünürlerin düşünce olarak katkıda bulundukları bir çeşit yönetim sistemi, siyasi tarihteki yerini aldı. Site" denilen şehir devletlerce kadınlar ve köleler site halkının dışında kabul ediliyordu. Yetişkin erkeklerin halk meclisinde konuşma ve oy kullanma hakkı vardı.

375:Roma İmparatorluğunda yurttaştık ve insan haklan kavramı gelişme gösterdi.


1215: İngiltere'de Kral I. John'un imzaladığı Magna Carta kralın yetkilerini sınırlarken halka da bazı hak ve özgürlükler tanıyordu. Magna Carta ile kralın sınırsız yetkilerine son verildi. Kimsenin yargılanmadan cezalandırılmayacağı ilkesi getirildi.

1450: Alman Johann Gutenberg modern matbaayı geliştirdi. Matbaanın geliştirilmesiyle birlikte insanlar duygu, düşünce ve bilgilerini birbirleriyle paylaşmaya başladı. Bu da demokratik hak ve talepleri hızlandırdı. Matbaanın geliştirilmesi Avrupa'da Rönesans ve Reform hareketlerinin başlamasına neden oldu.

1750: Avrupa aydınlanma felsefesiyle anayasal demokrasinin düşünce temelleri atıldı. Montesqieu (Monteskiyo) güçler ayrılığını savunuyordu. Jean Jacgues Rousseau (Jan Jak Russo) "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" sloganıyla 1762 - 1763 yıllarında "Toplumsal Sözleşme"yi yazdı. John Locke (Con Luk) ise yaşama hakkı, özel mülkiyet hakkı gibi insanların sahip olması gereken belirli özgürlükleri savundu.

1776: Virginia Haklar Bildirgesi'nde yaşam, hürriyet ve mülkiyet haklarıyla beraber mutluluğu arama hakkından söz edildi.

1789: 1789 yılında Fransa halkı krala karşı ayaklandı. Bunun sonucunda Fransız İnsan Bildirgesi yayımlandı. Bu bildiri temel insan haklarını "hürriyet, mülkiyet, güvenlik ve zulme direnme" olarak tespit etmektedir. Eşitlik, özgürlük ve adalet düşüncesinin kitleler tarafından telaffuz edildiği ilk siyasal örnektir.
Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, yalnızca Fransızlar için değil, bütün insanlar için geçerli olan bir bildirgedir. Bu yüzden evrensel niteliktedir.

1877: İlk Türk Meclisi Mebuslar Meclisi (Genel Meclis) adı altında ve iki meclisli olarak 20 Mart 1877 tarihinde çalışmalarına başladı.

1920: 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara'da egemenliğin millete ait olduğu ilk meclis kuruldu. Yurdumuzun değişik bölgelerinden gelen milletvekilleri burada çalışmaya başladı.

1945: II- Dünya Savaşı'nın sonuçlarını gören devletler sürekli barışın sağlanması için bir araya gelerek Birleşmiş Milletler örgütünü kurdu ve 1945 yılında Birleşmiş Milletler Antlaşması imzalandı.
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nin 11 Aralık 1946 tarihli ilk oturumunda içinde insan haklarının yer alacağı bir belge hazırlanması amacıyla Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu oluşturuldu. Komisyonda hazırlanan taslak 10 Aralık 1948 tarihinde genel kurul tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olarak kabul ve ilan edildi. Bildirge insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı sağlamak ve geliştirmek yolunda atılan ilk adımdır.

1989: Almanya'da bulunan Berlin duvarının yıkılması ve Sovyetler Birliği ile Doğu Avrupa ülkelerinin dağılması bu ülkelerde demokrasinin yayılmasına zemin hazırladı.

1995: İnternet kullanımı yaygınlaştı. İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla dünya üzerinde insanların birbirleriyle iletişimi arttı ve fikirlerin tüm dünyaya daha hızlı bir şekilde yayılması sağlandı.

2000: Dünyadaki 192 ülkeden seçimle iş başına gelen demokratik ülke sayısı 120'ye ulaştı. Bu rakam dünya nüfusunun yaklaşık %60'ına denk gelmektedir. 

 

daha geniş bilgi için  buraya tıklayın

 

* Orta Asya Türk devletlerinde kadının saygın bir yeri vardı. Kadın ve erkek eşit haklara sahipti. Aile tek eşli evlilik esasına dayanır, çocuklar üzerinde baba kadar anne de etkili olurdu.

* Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra, 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu( Öğretim Birliği Yasası) kabul edilerek eğitimde birlik sağlandı. Bu yasayla eğitimi sadece dinsel anlayışla sürdüren medreseler kapatıldı. Kız ve erkek öğrenciler aynı sınıflarda eğitim görmeye başladı. Daha sonra 1926 yılında Medeni Kanun yürürlüğe konularak Türk kadınına yeni haklar sağlandı.

* Ülkemizde seçme ve seçilme hakkı yalnız erkeklere özgü iken kadınlar Atatürk'ün sayesinde ilk kez 1930 yılında belediye seçimlerinde oy kullanma, 1933 yılında muhtarlık seçimlerine katılma, 1934 yılında da seçme ve seçilme hakkına kavuştu. Bunun sonucu olarak da 1935 yılında yapılan seçimlerde 17 kadın milletvekili olarak meclise girdi.

NOT: Türk kadınları, birçok Avrupa ülkesindeki kadınlardan daha önce siyasi haklar kazanmıştır.

* 1985 yılında Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi Türkiye'de yürürlüğe girdi.

* Ülkemizde kadın haklarının korunmasına yönelik resmî ve sivil toplum kuruluşları faaliyet göstermektedir.

* Medeni Kanun'da 2002 yılında yapılan değişikliklerle, Türk kadınının sahip olduğu haklar genişletildi.

Buna göre,

* Ailenin reisi kocadır." hükmü kaldırılacak,
* Kadınlar, kızlık soyadını kullanabilecek.
* Onur kırıcı davranış boşanma nedeni sayılabilecekti.

Atatürk, "Türkiye Cumhuriyeti'nde kadın, Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın yerde, her şeyin üstünde, yüksek ve şerefli bir varlıktır.’’ diyerek kadına verdiği değeri ifade etmiştir.

Türk kadını da Atatürk'ü haklı çıkarttı ve her alanda Türk erkeğiyle birlikte yerini aldı. Bu kadınlarımızdan bazıları şunlardır:

* Fatma Aliye Osmanlı Devleti'nde ilk kadın dergilerinden birinin yazarıdır.
* Muazzez İlmiye Çığ Cumhuriyetin ilk arkeologlarındandır.
* Refet Angın ilk kadın tarih öğretmenlerindendir.
* Esma Nayman ilk kadın milletvekillidir.
* Lale Aytaman ilk kadın validir.
* Sabiha Gökçen ilk kadın savaş pilotudur.
* Türkan Akyol İlk kadın bakandır.
* Tansu Çiller ilk kadın başbakandır.

İnsan hakları, insanların doğuştan sahip olduğu evrensel nitelikte olan haklardır.

İnsan haklarının temelini, 10 Ocak 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile 4 Kasım 1950 tarihli İnsan Haklan Sözleşmesi oluşturmuştur. Bu beyanname ve sözleşmede yaşama hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği, düşünce, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğüne verilmiştir. Bunlar bizim anayasamızda da yer almaktadır.

Anayasamızın 12. maddesince kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilemez, vazgeçilemez temel hak ve hürriyetlere sahiptir." ifadesi yer almaktadır.

Temel haklar bizim anayasamızda da temel hak ve özgürlükler başlığı altında "Kişi Hakları’’, "Sosyal ve Ekonomik Haklar’’,Siyasi Haklar" olarak üç grupta ele alınmış:'

Kişi Hakları

1.  Yaşama hakkı,
2.  Kişi dokunulmazlığı,
3.  Kişi hürriyeti ve güvenliği
4.  Özel hayatın gizliliği ve korunması
5.  Yerleşme ve seyahat hürriyeti
6.  Din ve vicdan hürriyeti.
7.  Düşünce ve kanaat hürriyeti
8.  Bilim ve sanat hürriyeti,
9.  Basın ve yayınla ilgili hürriyetler
10.  Toplantı hak ve hürriyeti
11.  Mülkiyet hakkı,
12.  Hak arama hürriyeti.
13.  Temel hak ve hürriyetlerin korunması

Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler

1.  Ailenin korunması,
2.  Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi,
3.  Çalışma ile ilgili haklar,
4.  Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt
5.  Ücrette adalet sağlanması,
6.  Sağlık, çevre ve konut hakkı,
7.  Gençliğin korunması ve spor hakkı,
8.  Sosyal güvenlik hakları,
9.  Tüketici hakları,
10. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması

Siyasi Haklar ve Ödevler

1.  Türk vatandaşlığı,
2.  Seçme, seçilme, siyasi faaliyetlerde bulunma hakları,
3.  Kamu hizmetine girme hakkı,
4.  Dilekçe hakkı

Yaşama Hakkı

* İnsanın en temel hakkı yaşamaktır. Temel hak ve özgürlüklerin uygulanması öncelikle yaşama hakkına bağlıdır. Herkes bir diğerinin yaşama hakkına saygı göstermelidir.
* Yaşama hakkı bütün hakların temelinde olduğu için hiçbir şekilde engellenemez.

Kişi Dokunulmazlığı Hakkı

* Kişinin hem beden hem ruh bütünlüğüne, dokunulmamasını ve kimseye işkence yapılamayacağını ifade eder. Bu hak, kişinin yaşamasını ve vücut bütünlüğünü güvence altına almaktadır.

Özel Hayatın Gizliliği

* Kişilerin özel yaşamı da devlet tarafından güvence altına alınmıştır. Anayasamızın 20. maddesinde "Herkes özel yaşamına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir." ifadesi yer almaktadır.

Konut Dokunulmazlığı

* Herkes evinde ailesi ile birlikte rahatsız edilmeden bir yaşam sürme hakkına sahiptir. Anayasamızın 21. maddesinde, "Kimsenin konutuna dokunulamaz. Kanuna bağlı hâkim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz." ifadesi yer almaktadır.

Eğitim Hakkı

* İnsanların en önemli özelliklerinden birisi de eğitilebilen bir varlık olmasıdır. İnsanın bu özelliğinin geliştirilmesi eğitim hakkının olmasına bağlıdır. Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz.

* Anayasamızın 42. maddesinde, "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.’’ifadesi yer almaktadır. Eğitim ve öğretim ülkemizde Atatürk İlke ve İnkılaplarına göre düzenlenir. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

Sağlık Hakkı

* Sağlık hakkı, insanların temel haklarından biridir. İnsanların sağlıklı yaşayabilmeleri için, öncelikle koruyucu önlemlerin alınması gerekir.

Dilekçe Hakkı

* Demokratik bir devletin vatandaşlarına tanıdığı haklardan birisi de dilekçe hakkıdır. Dilekçe hakkı diğer temel haklar gibi anayasa ile güvence altına alınmıştır. Vatandaşlar herhangi bir şekilde hakları ihlal edildiğinde devletin ilgili kurumlarına dilekçe ile başvurabilir.

Seçme ve Seçilme Hakkı

* Seçme, seçilme ve siyasi parti faaliyetlerinde bulunmak demokrasinin en önemli hak ve hürriyetlerindendir. Bu hak ve hürriyetler kanunla düzenlenmiştir.

Düşünce, Kanaat ve İfade Özgürlüğü

* Düşünce ve bir konuda karar verebilme insana özgü özelliklerin başında gelir. İnsanın geliştirilebilmesi ve kişilik kazanabilmesi için özgürce düşünebilmesi gerekir.

* Demokrasi ile düşünce ve kanaat özgürlüğü arasında sıkı bir ilişki vardır. Anayasamızın 25. maddesinde,   'Herkes düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahiptir." ifadesi yer almaktadır.

Basın ve Yayın Özgürlüğü

* Basın özgürlüğü, insanların görüşlerini gazete, kitap, dergi ve televizyon gibi araçlarla topluma duyurabilmesini ifade eder. Basın özgürlüğü insanların okul dışında da eğitilmesine imkân sağlar.

Din ve Vicdan Özgürlüğü

* Din ve vicdan özgürlüğü kişinin istediği bir dine inanmasını ve ibadetlerini serbestçe yapabilmesini kapsar. Demokratik devletlerde serbestçe kullanılırken baskıcı yönetimlerde ise bu özgürlüğün kullanılması zor olur.

Haberleşme Özgürlüğü

* Haberleşme özgürlüğü kişilerin yakınları, özel veya devlet kuruluşları ile çeşitli yollarla haberleşmesini ifade eder. Kişilerin haberleşmesinde gizlilik esastır. Hiç kimsenin telefonları dinlenemez. Ancak devlet, suçun önlenmesi veya ortaya çıkarılması amacıyla yetkili kurumlarıyla telefonları dinleyebilir.

Yerleşme ve Seyahat Özgürlüğü

* Yerleşme ve seyahat özgürlüğü kişinin istediği yerde oturmasını veya seyahat edebilmesini kapsar. Anayasamızın 23. maddesinde, "Herkes, yerleşme ve seyahat özgürlüğüne sahiptir." ifadesi yer almaktadır.

Toplantı Hak ve Özgürlüğü

* Bu özgürlük kişilerin toplu halde düşüncelerini açıklamasını ifade eder. Düşünce özgürlüğünün devamı olan bu özgürlük dernek kurma özgürlüğünü de kapsar.

* Bu demokratik hakkın kullanılmasında diğer kişilerin hak ve özgürlüklerine zarar verilmemesi gerekir.

Bilim ve Sanat Özgürlüğü

* Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme hakkına sahiptir. Demokratik devlet, bilim alanında çalışanları teşvik eder. Sanatçıyı korur. Bilimsel çalışmaları teşvik eder.

* Atatürk bu konuyla ilgili olarak,’’Efendiler, hepiniz milletvekili olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat bir sanatçı olamazsınız.’’demiştir.

Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlandırılması

* Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması ancak kanunla yapılabilir.
* Devlet temel hak ve hürriyetleri ancak belli bir ölçüde sınırlayabilir.

Temel Hak ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılamaması
Temel hak ve hürriyetlerin kullanılamayacağı durumlar şunlardır:

* Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak için kullanılamaz.
* Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı tehlikeye düşürecek şekilde kullanılamaz.
* Temel hak ve hürriyetleri yok etmek için kullanılamaz.
* Devletin kişi veya zümre tarafından yönetilmesi, sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde hâkimiyet kurması veya din, dil. ırk mezhep ayrımı yapmak için kullanılamaz.

Temel hak ve hürriyetlerin bazı durumlarda durdurulduğu görülür. Anayasamızın 15.maddesinde bu durum bazı şartlara bağlanmıştır. Bu şartlar;

* Savaş hâli,
* Seferberlik hâli,
* Sıkıyönetim hâli
* Olağanüstü hâldir.

Ancak temel hak ve hürriyetlerin bazı durumlarda kısmen veya tamamen durdurulması durumunda bile kimsenin yaşama hakkına, din, vicdan ve düşünce özgürlüğüne dokunulamaz.

Top