Tımar Sistemi
TIMAR SİSTEMİ
■Tarih boyunca insanların yaşamında toprağın önemi oldukça fazla olmuştur. Milletler yaşamlarını toprak üzerinde sürdürürler. Geçimlerini topraktan elde ettikleri ürünlerle sağlarlar.
■Dünyanın en büyük devletlerinden biri olan Osmanlı Devleti'nin, yaklaşık altı asır hüküm sürmesinde izlediği toprak sisteminin önemli bir payı vardır.
■ Osmanlı Devleti toprak sisteminde uyguladığı politikayı kendisinden önceki Türk-İslam devletlerini örnek alarak oluşturmuştur. Tımarlar; eşkinci, mustahfaz ve hizmet tımarı olmak üzere üçe ayrılmıştır.
Tımar sisteminin uygulanmasıyla;
■Devlet, üretimi denetim altına almış ve sürekliliği sağlamıştır.
■Eyalet askerleri bu sistem sayesinde yetiştirilmiş, devamlı savaşa hazır bir ordu bulundurulmuştur.
■Ülkenin bayındır hâle gelmesi, araziden daha iyi faydalanılması, askeri masrafların azaltılması, böylece gelirin artırılması sağlanmıştır.
■Tımar sistemiyle devlet, dirlik sistemi uygulanan yerlerde vergi toplama yükünden kurtulmuştur.
■Bu sistemle ülkenin her tarafına yayılan askerler sayesinde köylerde bile güvenlik sağlanmıştır.
■Tımar sistemi ile merkezî otorite artırılmıştır.
İkta Topraklan
■Geliri, hizmet veya maaş karşılığı olarak komutanlara, askerlere ve devlet memurlarına verilen topraktır.
■Kendisine verilen toprağın vergisini toplayan ikta sahibi paranın bir kısmı ile atlı asker beslerdi.
İkta sisteminin sağladığı faydalar;
■Devlet hazinesinden para harcamadan büyük ve güçlü bir ordu oluşturulmuştur.
■Üretimin artışı ve sürekliliği sağlanmıştır.
■ikta sahipleri bulundukları bölgelerde idare ve güvenliği sağlamışlardır.
■Devlet otoritesi en uzak bölgelere kadar yayılmıştır.
■Osmanlı Devleti bu sistemi geliştirerek Tımar sistemini oluşturmuştur.
■Osmanlı toplumunda ekonominin en önemli kolu tarımdı. Tarım politikasını belirleyen en önemli uygulama tımar sistemidir.
■Bu sistemde toprağın mülkiyeti devlete, işleme görevi köylüye, vergisi sipahiye aitti.
■Köylü, toprağı sürekli işlemek ve miras hakkını devam ettirebilmek için bazı yükümlülükleri yerine getirmek zorundaydı.
Bu yükümlülükler şunlardır:
■Sebepsiz olarak toprağı terk edemezdi.
■Öşür ve diğer vergileri sipahiye ödemek zorundaydı.
■Toprağını sebepsiz olarak üç yıl üst üste boş bırakamazdı. Eğer bırakılırsa toprak kendisinden alınırdı.
Bu yükümlülüklere karşı devlet de halkın güvenliğini korumak ve düzeni sağlamakla görevliydi. Vergiyi toplamakla görevli olan sipahinin de reayaya (halk) karşı yükümlülükleri vardı.
Bu yükümlülükler şunlardır:
■Köylünün güvenliğini sağlamak
■Üretim araçlarını temin etmek
■Tohum ve gübre ihtiyaçlarının karşılanmasında köylüye yardımcı olmak
■Köylünün vergisini en kolay şekilde ödemesini sağlamak.
Tımar sistemi, zamanla bozulmaya başlamış ve bu uygulamaya ilk kez 1703'te Girit Adası'nda son verilmiştir. Ülkenin diğer yerlerinde uygulanan tımar sistemi ise 1812'den sonra araziler boş kaldıkça uygulamadan kaldırılmıştır. 1839 yılında Tanzimat Fermanı ile bu sistem tamamen sona ermiştir.