Köktürk Alfabesi

Türklerin siyasal varlık olarak tarih sahnesine çıkmaları, Milattan önceki yüzyıllara, Hiung-nu`lar dönemine kadar geriye gitmektedir. Hunlar döneminde yazının kullanıldığına ilişkin bazı kayıtlar olmakla birlikte, bu yazının niteliği hakkında açık bilgilere sahip değiliz. Bu yüzden Türklerin kullandıkları kesin olarak bilinen ilk alfabe Göktürkler döneminde yaygınlık kazanan Göktürk alfabesidir. Son yıllarda Issık-Göl yakınındaki bir kurganda bulunan iki satırdan oluşan yazı, Göktürk alfabesi karaterinde olup, M.Ö. V.-IV. yüzyıllara tarihlenmektedir. Bu yüzden de Göktürklere bağlanan ilk Türk yazısının Göktürk Kağanlığı`nın kuruluşundan yüzyıllarca önce bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir.


İlk Türk alfabesinden günümüze kalan en büyük kalınıtılar Göktürkler döneminde dikilen yazıtlarda karşımıza çıkmaktadır. Çözülüp değerlendirilmeleri ancak XIX. yüzyıl sonunda mümkün olmuştur. Bunlardan ilk bulunanları Yenisey Irmağı boyundaki yazıtlar olmuştu. 1889'da da Orhon yazıtları diye anılan iki büyük yazıt daha ortaya çıkarılmıştı. Öteki yazıtlardan farklı olarak bunların arka yüzlerinde Çince metinler de vardı. Yani Ankara`daki Augustus Tapınağı`nda olduğu gibi iki ayrı dilde yazılmışlardı. Danimarkalı Türkolog Wilhelm Thomsen, 1893`te bu yazıtları çözmüş, böylece bunların Kültigin ve Bilge Kağan tarafından diktirildikleri, yazının Türklere özgü bir alfabe, dilin de eski Türkçe olduğu meydana çıkarılmıştı.

Anıtların öneminden ötürü Orhon alfabesi diye de anılan Göktürk alfabesinin kökenine gelince, bu konuda çok farklı görüş ve iddialar bulunmaktadır. Bu alfabede kullanılan işaretler, Runik diye adlandırılan eski Iskandinav yazısındaki işaretlere benzediğı için Runik karakterli sayılmış ve o alfabeyle ilişkilli olabileceği öne sürülmüştür.Yazıyı çözen Thomsen, bu Türk alfabesinin Arani alfabesinden türemiş olabilece görüşünü savunmuştu. Buna karsın Aristov gibi Rus bilginleri, bu yazıdaki işaretlerin eski Türk damgalarından alınmış olabileceğine dikkatleri çekmiştir. A. Cevat Emre ise, Göktürk yazısının Sümer yazısı ile aynı kökten gediğini varsaymıştır. Bütün bu değişik, hatta çelişik savlar arasinda söylenebilecek şey, bilim çevrelerinde en çok Thomsen'ın görüşünün tutunduğudur.

Göktürkler çağında yaygınlaşan bu ilk Türk alfabesi, yazıtlar dışında yazma eserlerde de kullanılmıştır. Doğu Türkistan Yazmaları diye adlandırılan eserler bunu kanıtlamaktadır. Bu alfabenin Göktürkler`den sonra gelen Uygurlar döneminde de bir süre kullanıldığı görülmektedir. 759-760 yıllarında dikilen Şine-Usu yazıtı ile son yıllarda bulunan Taryat Yazıtı bunu göstermektedir. Bunun dışında Göktürk alfabesi, bazı değişikliklerle Bulgarlar,Hazarlar, Peçenekler ve Sekeller tarafından da kullanılmış ve böylece Orta Asya`dan Avrupa içlerine kadar yayılmıştır.

 

 

Kök Türk Yazıtları; Türklerin bilinen ilk yazılı belgeleridir. Orkun ırmağı yanıñda bulunduğu için Orkun Yazıtları adı ile de anılır.

 

Özellikleri :

  • Arapça gibi sağdan sola yazılır.
  • Lâtin damgalarında olduğu gibi büyük, küçük damga ayırımı yoktur.
  • Sözcükler arasına boşluk konmaz; ayırmak için “:” imi kullanılır. Aynı oğurda tümce sonlarına da “:” imi konur.
  • Eski Türkçede “C, F, Ğ, H, J, V” sesleri olmadığından, bunların simgeleyen damgalar da yoktur.
  • Damgalar kalın-ince olmak üzere nitelenmektedir.
  • “d” sesiyle sözcük başlamaz. Türkçede “d” ile başlayan sözcükleriñ tümü “t” sesi ile karşılanır.demir > temir,    düzen > tözen
  • “g” sesiyle sözcük başlamaz. Türkçede “g” ile başlayan sözcükleriñ tümü “k” sesi ile karşılanır.gelir > kelir,     gezegen > kezegen
  • “h” sesi yoktur, yazılmak istenirse bunu karşılayan ses “k” dir. Bunuñ yanıñda “f” sesiñi “p” simgelerken, “v” sesi için “b” kullanılır. Buñlar varsayım/taplama olmayıp, oğur içinde oluşan evrilmelerin karşıtıdır.ev > eb,  fısıltı > pısıltı,   han > kan (baş+kan > başkan)
  • Ünlü uyumu vardır. Kalın ünlü ile başlamışsa kalın, ince ile başlamışsa ince ile sürer.kelecek (ince ünlülü),   kalacak (kalın ünlülü)
  • Dudak benzeşmesi vardır. Örneğiñ sözcük “a” ünlüsü ile başlamışsa, “e” ünlüsü ile bitmesi olanaksızdır. Sözcükteki ünlüleriñ tümü “a” olabileceği gibi eğer başka bir ünlü gelmeliyse, bu kesinkes “ı” sesi olmalıdır. Genel kural şöyledir;a > ı ,  e > i ,  o > u,  ö > ü
  • “o” ile “ö” sesleriñde durum biraz ayrıdır. “o>a” ile “ö>e” durumlarınıñ olduğu sözcüklere deñ gelinebilir. Nedeni, alınañ eklerin “a/e” sesleri ile başlıyor olmasıdır.
  • “o/ö” sesleri yalnızca ilk seslemde olur. Soñraki seslemlerde “u/ü” sesiñe dönüşür.konuşuruz (o > u),   öpücük (ö > ü)

Yazım Bilgisi

Göktürkçe, kendine ait özel abecesi ile yazılır. Adı, “Göktürk (Orkun) abecesi” dir. Biz kısaca Türk Âbecesi diyoruz. Kökü, kurganda bulunañ ulayı İsa’dan önce 5. yüzyılda yazıldığı belirlenen bir betine değin dayanmaktadır.

Âbecede toplam 38 damga bulunur; 4′ü ünlü, 34′ü de ünsüz.

Ünlüleriñ durumu, Lâtin abecesindekinden ayrıdır. Bir ünlü duruma göre iki ses verebilmektedir. İlk duyuşunuzda bir karışık gelebilir ançıp bu durum kurallar çerçevesiñde olduğundañ kolaylıkla ayırt edilebilmektedir.

 

Ünlüleriñ kullanımı

a ilen i damgalarınıñ verdikleri sesi añlamak için, sözcüğün yapısına bakılır. Sözcük kalın ünsüzlerden oluşuyorsa “a – ı” sesleriñi verirken, ince ünsüzlerde “e – i” sesleriñi verir.

gelme > gelme ,    alca > alça ,    kin > kin

u damgası, ince damgalı sözcüklerde kullanılır. İlk seslemde “ö” sesiñi verirken soñraki seslemlerde “ü” sesiñe dönüşür.

olum > ölüm ,   gozel > közel (güzel)

o damgası, kalın damgalı sözcüklerde kullanılır. İlk seslemde “o” sesiñi verirken soñraki seslemlerde “u” sesiñe dönüşür.

oran > oran ,   os > os (akıl)

Ünlü kullanımı Lâtin abecesiñde olduğu gibidir ançıp kimi özgün özellikleriñden ötürü bâzen yazılmasıña gerek duyulmaz.

Örneğiñ sözcükteki ünlüleriñ tümü “a” sesiñi içeriyorsa, bir tike “a” yazılır, soñraki gelenler yazılmaz.

kalacak (kalacak),   kelecek (kelecek)

Bâzende “dudak benzeşmesi” ile hangi ünlü geleceğini bildiğimizden, o ünlüyü kullanmayız.

barsil (baarsıl, “varsıl : zengin”)

Bu örnekde i sesiñi kullanmadık. Çünkü dudak benzeşmesi ile a‘dan soñra i geleceğiñi biliyorduk. “E şimdi, ben onu ‘baarsal” diye de okuyabilirdim” diyebilirsiñiz ançıp bildiğiñiz üzere “baarsal” diye bir sözcüğümüz yok. Bu abeceniñde böyle bir özelliği var; dilde olmayan sözcükleri ulayı yad sözcükleri kolay kolay hatta bâzen hiç yazamıyorsuñuz.

“ö” ile “o” ünlüleri yalnızca ilk seslemde (hecede) kullanılır, soñraki seslemlerde “u/ü” sesiñe dönüşür. Yiñe, sözcüğün ilk sesleminde olan ünlüyü gördükten soñra, ardınıñ ne olacağını bildiğimizden ünlüleri yazmayız.

opucuk (öpücük) ,   konum (konum)

Kimi oğur da, aldığı ek ayrık olduğundan dudak benzeşmesi dışında kalır.

gozel (közel > köz + el)

“’ö’ ünlüsü ile başladı ‘ü’ ile biter” diye düşünebilirsiniz ançıp sözcük “közül” olur ki böyle bir sözcük dilde yoktur. Bu nedenle karıştırma gibi bir durum olmaz.

Ünsüzleriñ kullanımı

Başlarıñda ünlü olması, o sözcüğüñ uzun ünlülü olduğunu belirtir.

aat > aat (ad / isim)
Bize sıradışı gelecek kurallardan biride seslemli (heceli) yazılıştır. Bu kuralı iyi bilmek gerekiyor, yoksa birçok sözcüğü karıştıracağınızdan kuşkum yok.

Sözcükleri yazarken, iyi bir biçimde seslemlerine (hecelerine) ayırmanız gerekiyor. Örneğin “kättim (gittim)” sözcüğünü ele alırsak;

kettim diye yazılır. “Bunu kätitim diye okumayacak mıyız?” diyenler olacaktır. Ancak yanılacaklardır. Çünkü “kä – ti – tim” diye seslemlemiyor, “kät – tim” diyoruz. Demeli ilk seslemimiz kät , ikinci seslemimiz ise tim‘dir, birlikte okuyunca “kättim” olur. Eğer “kätitim” yazılmak isteniyorsa, araya bir “i” damgasınıñ daha eklenmesi gerekiyor; ketitim.

Bir başka örnek olarak “yorgan”ı verelim. yorgan biçiminde yazılır, “yoragan” ile karıştırılabilir. Ancak seslemlerimiz “yor – gan” olduğundan sorun yok. “Yoragan” yazmak isteyen araya bir “a” damgası daha eklemelidir; yoragan

Bilmenizde yarar olacak bir başka örnek sözcük; “Tengrim – tengrim

Dudak benzeşmesi kuralından sondaki “i” tamgasınıñ yazılmasına gerek yok gibi duruyor ançıp bunu yapmak yanlış olur. Çünkü kök sözcük, “Tengri”dir, sonuna ise iyelik eki “m” gelmiştir. Bu yüzden “Tengri” olduğu gibi yazılır, “m” eki ise sonuna eklenir.

Konunuñ iyice kavranması için bir başka örnek olarak “Türkçesi” sözcüğünü inceleyelim. Bu sözcüğü yazarken sırasıyla şunları yapacağız;

> Kök sözcük olan turuk “Türk” yazılır,

ce “-çe” eki eklenir,  turkce “Türkçe” olur.

> si “-si” eki gelir,turukcesi “Türkçesi” olur

Seslemler “Türk – çe – si” olarak ayrılacağından “Türk – çes – i” diye bir ayırma yanlış olur.

turukcsi (yañlış), – turukcesi (doğru)

 

Yorum bölümü sadece üyelerimize açıktır...

Yorumlar   

# ismet 07-01-2016 16:32
çok teşk işime yaradı
Yöneticiye raporla
# Guest 28-06-2013 21:36
özkan isminin cevirimini öğrenebilirmiyi m acaba?teşekkürl er
Yöneticiye raporla
# kemal 04-04-2013 13:16
yukarıdaki örneklerden hareketle isminizdeki harflerin karşılıklarını sağdan sola yazarsanız isminizin köktürkçe yazılışı karşınıza çıkacaktır
Yöneticiye raporla
# Özgür aslan 03-04-2013 16:07
Özgür aslan inin cevirimi nasil acaba soylermisiniz acill ???
Yöneticiye raporla
Top