II. Dünya Savaşı Öncesi

II. Dünya Savaşı Öncesi;

  • Avrupa’da 1933’ten sonra silahlanma süreci başlamış
  • Boğazlar Komisyonu üyesi İtalya Habeşistan’a saldırmış
  • Almanya askersiz bölge ilan edilen Ren bölgesine asker göndermiş
  • Japonya Mançurya’ya saldırmış
  • Avrupa’daki gelişmeler Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmiştir.

Bu gelişmeler üzerine Türkiye Milletler Cemiyeti’ne başvurarak Boğazların statüsünün yeniden görüşülmesini istedi. Avrupalı devletler savaş öncesi Boğazların egemenliğinin Türkiye’ye verilmesinin çıkarlarına uygun düşeceğinden Montrö Sözleşmesi’ni imzalamakta sakınca görmediler.

20 Temmuz 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Buna göre;

-        Boğazlar Komisyonu kaldırıldı, komisyonun görevi Türkiye’ye devredildi.

-        Boğazlar ve çevresinde, Türkiye’nin istediği kadar asker bulundurması kabul edildi.

-        Barış zamanı yabancı ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçebilecekti.

-        Savaş durumunda ise Boğazların kullanımı belirli kurallara bağlandı (Boğazlardan geçecek savaş gemilerinin önceden Türkiye’ye haber verilmesine, savaş sırasında yabancı savaş gemilerinin Boğazlardan geçiş izninin Türkiye’ye verilmesine karar verildi).

-        Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin savaş gemilerinin geçişi uluslar arası hukuk kurallarına göre düzenlenecekti.

NOT: Bu sözleşmeye ile Boğazlar üzerinde Türk Devleti’nin egemenlik haklarını zedeleyen bütün sınırlamalar kaldırılmış, Boğazlar üzerinde kesin egemenlik sağlanmış, Boğazların durumu Misak-ı Milli’ye göre düzenlenmiştir.

1. Sadabat Paktı (8 Temmuz 1937)

Oluşma Nedenleri: 1935 yılında İtalya’nın Habeşistan’a saldırması, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da güvenliği tehlikeye düşürdü.

Amaç: Yakındoğu’da barış ve güvenliğin sağlanması istendi.

8 Temmuz 1937 ‘de Türkiye, Irak, İran ve Afganistan arasında imzalandı.

Türkiye Doğu ve Güneydoğu sınırlarını güvence altına aldı. Bu paktı imzalayan devletler, Orta Doğu’da barış ve güvenliği sağlamak suretiyle dünya barışına hizmet etmeyi kabul ediyorlardı.

NOT: Sadabat Paktı, II. Dünya Savaşı’ndan sonra önemini yitirdi.

2. Hatay Sorunu (30 Temmuz 1939)

Türkiye-Suriye sınırı, 20 Ekim 1921’de Türkiye ile Fransa arasında imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlendi. Buna göre Hatay Fransa yönetiminde bulunan Suriye’ye bırakıldı.  Ancak Hatay’da özerk bir yönetim kuruldu, burada yaşayan Türklere geniş haklar tanındı. Hatay’da Türk kültürünün devam etmesine izin verilecek, okullarda Türkçe eğitim verilecek ve Hatay’da Türk parası geçerli olacaktı.

Avrupa’daki gelişmeler karşısında (II. Dünya Savaşı) Fransa, 1936’da Suriye üzerindeki manda yönetimini kaldırdı. Suriye Hatay üzerinde hak iddia etmeye başladı.

Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne başvurarak Hatay’ın geleceğine, Hatay’da oturanların karar vermesini istedi. Halk oylaması Fransa tarafından da kabul edildi. Yapılan halk oylaması sonucunda Bağımsız Hatay Devleti kuruldu (2 Eylül 1938). Hatay Türk Devleti Meclisi, Tayfur Sökmen’i cumhurbaşkanlığına, Abdurrahman Melek’i başbakanlığa seçti.

Hatay Türk Devleti Meclisi 29 Haziran 1939’da Hatay’ın anavatana katılmasını oybirliğiyle kabul etti. TBMM 30 Haziran 1939’da Hatay’ın anavatana katılmasını kabul etti.

NOT: Türkiye’nin ilk dış başarısı Hatay’ın anavatana katılmasıdır. Lozan Antlaşması’ndan sonra Misak-ı Milli sınırlarımız içinde kalan tek yer Hatay’dır.

 

Yorum bölümü sadece üyelerimize açıktır...

Top