Anadolu Selçuklu Devleti

Nihayet Bizans ordusu doğuya doğru sefere çıktı. Bu sırada Alp Arslan, Mısır seferine çıkmıştı. Henüz Halep kuşatmasında bulunuyordu.

Bizans ordusunun ilerleyişini duyunca süratle geri dönmeye karar verdi. Yaşlı ve yorgun askerlerini bırakarak  emrindeki dinç kuvvetlerle Ahlat’a geldi.   Birkaç kez barış teklif ettiyse de bunu Alparslan’ın korkusuna yorumlayan Romanos Diogenes, barışı reddetti. Artık savaş kaçınılmazdı.

Türklerin Anadolu toprağındaki tarihi çok yenidir. Yaklaşık 900 yıl. Oysa Anadolu'da 12 bin yıl öncesine giden yerleşim yerleri vardır. Anadolu'da Türklerden önce Hitit, Frig, Urartu, Lidya, Yunan, Roma ve Bizans gibi uygarlıklar yaşadı. 1000'li yıllardan itibaren ise Anadolu Türklerin vatanı olmaya başladı.

Son derslerimizden hatırlayacağınız gibi, Oğuz Türkleri 1000'li yıllarda Orta Asya'dan batıya doğru büyük bir göç yapıyordu. Oğuzların büyük bir kolu Selçuk Bey önderliğinde Maveaünnehir, Horasan ve İran bölgesine indi. Daha sonra, Selçuk beyin torunları Çağrı ve Tuğrul beyler Horasan bölgesinde Büyük Selçuklu Devleti'ni kurdular. Ama Oğuz Türklerinin yayıldığı alan İran Maveraünnehir ve İran ile sınırlı değildi. Daha Büyük Selçuklu Devleti kurulmadan önce Çağrı Bey önderliğindeki göçebe Oğuz kabileleri (Türkmenler), 1018 yılında Azerbaycan üzerinden Anadolu'ya girdiler. Burada önlerine çıkan kuvvetleri dağıttılar. Çağrı Bey Anadolu'da bir süre kalarak keşif ve istila hareketinde bulundu. Sonra kardeşi, Tuğrul Bey'in yanına döndü. Anadolu'nun iklimi ve geniş otlakları Türkmenler için son derece elverişliydi. Zaten, o dönemde Doğu Anadolu'da Bizans egemenliği iyice zayıflamıştı. Bu durum Selçukluların ve Türkmenlerin Anadolu'ya akınlarını kolaylaştırıyordu.

Büyük Selçuklu Devleti Horasan ve İran toprakları üzerinde kurulduktan sonra, kendi toprakları büyük bir Oğuz (Türkmen) akınına uğradı. Selçuklu hükümdarları bu Türkmenleri batı sınırındaki uc bölgelerine yerleştirme siyaseti izlediler. Tuğrul Bey ve Alp Arslan bu siyaseti başarı ile uyguladılar.

Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, başka bir kardeşi olan İbrahim Yınal'ı, kuzenleri Kutalmış ve Hasan'ı bir ordu ile Anadolu'ya gönderdi. Amaç, Türkmenleri Anadolu'ya geçirmek için yol açmaktı. Bu ordu 1048 yılında Erzurum yakınlarındaki Pasinler ovasında ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu savaş Selçukluların Bizans'a karşı kazandığı ilk büyük zaferdi. Bu zaferden sonra Türkmenler Anadolu'nun iç kısmına kadar yayıldılar.

Tuğrul ve Çağrı bey döneminde yapılan akınlar sonucunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da önemli Bizans şehirleri ve kasabaları ele geçirildi. Çağrı Bey'in oğlu Yakuti Erzurum, Kemah, Malatya ve Sivas'ı ele geçirdi. Tüm bu akınları durdurabilmek için Bizans İmparatorluğu iki sefer yaptı, ancak başarılı olmadı. Alp Arslan döneminde ise Bizans devam eden Selçuklu ve Türkmen akınlarını durdurabilmek için son şansını deneyecekti.

Türkler, Anadolu'yu yurt edindikten sonra denizciliğe de önem vermeye başladılar. Çünkü Anadolu'nun üç tarafı denizlerle çevriliydi. Ülkeyi savunmak için deniz kuvvetine ihtiyaç vardı. Ayrıca ticaret yapmak amacıyla da denizciliğe önem vermek gerekirdi.

Türk denizcilik tarihinde ilk donanma, Çaka Bey tarafından oluşturuldu. Oğuz Türklerinden olan Çaka Bey, Anadolu'nun fethi döneminde Bizanslılara tutsak düşmüş ve bir süre Bizans sarayında kalmıştı. Buradan kurtulduktan sonra İzmir’i ele geçirdi ve burada bir beylik kurdu. Bizanslılarla mücadeleye devam etti. Çaka Bey, kızını Anadolu Selçuklu Sultani I.Kılıç Arslan'la evlendirdi. Bizans imparatoru, Çaka Beyle I.Kılıç Arslan'ın arasını açtı. Bunun üzerine Çaka Bey, I.Kılıç Arslan tarafından öldürtüldü.

Anadolu Selçuklu sultanları, denizciliğin önemini kavramakta gecikmediler. Sinop ve Alanya'da tersaneler kurdular. Donanma oluşturdular. Karadeniz ve Akdeniz'de ticari seferler yapılmasına önem verdiler.

Anadolu Türk Beylikleri Döneminde ünlü denizciler yetişti. Aydınoğullarından Umur Bey, donanmasıyla Ege denizinde pek çok adayı ele geçirdi. Mora'ya sefer yaptı. Menteşeoğullarından Mesut Bey de tıpkı Umur Bey gibi ünlü bir Türk denizcisiydi. Mesut Beyin donanması, Rodos adasını ele geçirecek kadar güçlüydü.

Anadolu Türk beyliklerinden Karesioğullarının önemli bir deniz gücü vardı. Ayrıca, Pervaneoğulları, Candaroğulları ve Saruhanoğulları beylikleri de denizcilikte önemli başarılar kazanmışlardır.

Devlet yönetimi:Hatırlayacağınız gibi, Büyük Selçuklu Devleti konusunu işlerken, Selçuklularda ülke ve devletin hanedanın ortak malı olduğunu söylemiştik. Bu durumun sakıncalarından da söz etmiştik. Aynı şekilde, Anadolu Selçuklu Devleti’nde ülke ve devlet Selçuklu ailesinin ortak malıydı. Hükümdara Sultan” unvanı verilirdi. Anadolu Selçuklu

1237’de I. Alaeddin Keykubad’ın zehirlenerek öldürülmesi üzerine 16 yaşındaki oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev tahta geçti. Ancak babası gibi başarılı olamadı. Zamanının çoğunu sarayda geçiren II. Gıyaseddin Keyhüsrev, devlet işlerini veziri Saadettin Köpek’e devretti. Özellikle onun döneminde ortaya çıkan iki önemli olay Anadolu Selçuklu Devleti’ni dağılma ve parçalanma sürecine soktu. Bu olaylar 1240’daki Baba İshak Ayaklanması ve 1243’deki Kösedağ Savaşı’dır.

Baba İshak Ayaklanması

1240 yılı başlarında, Baba İshak adı verilen bir derviş önderliğinde göçebe Türkmenler, Anadolu Selçuklu Devleti’ne karşı dev bir ayaklanma başlattılar. Baba İshak Konya’daki Anadolu Selçuklu sultanının ve adamlarının kafir olduğunu söylüyordu ve halkı onlara karşı isyan etmeye çağırıyordu. Ayaklanma Doğu Anadolu’da başladı ve tüm ülkeye yayıldı. İsyancı Türkmenler Amasya ve Sivas gibi önemli kentleri ele geçirdiler. Ayaklanma öylesine büyüktü ki, neredeyse bütün Türkmenler bu ayaklanmaya katılmışlardı. Hatta, bir ara Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev korkarak Konya dışında bir yere kaçtı. Ayaklanmayı bastırmak üzere gönderilen Selçuklu komutanı Amasya’ya girdi ve Baba İshak’ı yakalayıp kale burcuna astı. Ama isyanı bastıramadı. Aksine isyan daha da büyüdü. Sivas’tan gelen yeni isyancılar Amasya’ya gelip bu komutanı yakalayıp astılar. İsyancı Türkmenler durmaksızın Konya’ya ilerlediler. Ancak, İsyancılar Kırşehir’in Malya Ovası’nda yeni bir Selçuklu ordusu ile karşılaştılar. Çocuklar hariç, kadınlı erkekli bütün isyancı Türkmenler kılıçtan geçirildi ve böylelikle isyan bastırıldı. İsyan bastırıldı ama Anadolu Selçuklu Devleti’ni fena halde yıpratmış oldu.

Kösedağ Savaşı

Baba İshak ayaklanmasının Anadolu Selçuklu Devleti’ni iyice zayıflattığını gören Moğollar, fırsat bu fırsat”deyip Anadolu’yu işgal etmeye karar verdiler. Moğol ordular Doğu Anadolu’ya girerek önce Erzurum’u işgal ettiler. Daha sonra, Selçuklu ordusu ve Moğol ordusu Sivas’ın doğusundaki Kösedağ’da karşı karşıya geldiler. II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in komutasındaki Selçuklu ordusu, sayıca fazla olmasına rağmen, yanlış savaş taktikleri yüzünden ağır bir yenilgi aldı.

Moğollar bu zaferden sonra Erzincan, Sivas ve Kayseri gibi kentleri ele geçirdiler ve yağmaladılar. Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev Moğollarla anlaşma yaptı ve her yıl onlara vergi vermeyi kabul etti. Böylece, Anadolu Selçuklu Devleti Moğollara bağlı bir devlet haline geldi.

Kösedağ Savaşı’ndan sonra Moğollar Anadolu’da tam bir baskı kurdular. Koydukları ağır vergiler halkı zor durumda bıraktı. Moğol baskısının yanı sıra, artan Bizans saldırıları, siyasal cinayetler, doğal afetler ve salgın hastalıklar devleti büsbütün sarstı. Anadolu Selçuklu Devleti birkaç kez iki ve üçe bölündü.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin Dağılışı ve Yıkılışı

Moğolların baskısının iyice artması üzerine, Anadolu Selçukluları birkaç başarısız ayaklanma denemesine giriştiler. Hatta, bu ayaklanmalardan birinde Memlüklü Sultanı Baybars’tan yardım istediler. Ordusu ile Anadolu’ya gelen Baybars 1277 yılında Elbistan ovasında Moğolları darmadağın etti. Ancak, Sultan Baybars’ın ülkesine geri dönmesinden sonra, Moğolların intikamı acı oldu. Çok sayda insanı acımasızca öldürdüler. Bundan sonra Anadolu tamamen Moğol egemenliğine girdi. Anadolu’yu atadıkları valilerle yönettiler. 1308 yılında, son sultan II. Mesud’un ölümünden sonra Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldı.

Top