Doğal Kaynaklar

İnsanın hayatını devam ettirdiği dış ortama doğal çevre denir. İnsan hayatı nasıl sonsuz değilse çevremizde gördüğümüz ve yaşamımıza yardımcı olan doğal kaynaklar da sonsuz değildir.

Dünyadaki doğal kaynaklar hızla tükenmektedir. Bu durum gelecek yıllarda insan hayatını tehdit eden büyük bir tehlikeye dönüşecektir.

Bütün canlıların yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan ihtiyaçların başında su gelmektedir. Okyanuslar, denizler, göller, akarsular, bataklıklar, yer altı suları ve buzullar dünyanın başlıca su kaynaklarıdır. Fakat su kaynakları insanlar tarafından hızlı bir biçimde kirletilmekte ve yok edilmektedir.

İnsanları gelecekte bekleyen büyük tehlikelerin başında tatlı su kaynaklarının yok olması gelmektedir. Çünkü dünyada tatlı su rezervi sınırlıdır. Uzmanlar 2025 yılında dünyadaki yedi milyar insanın %40'ının ciddi su sıkıntısıyla baş başa kalacağını tahmin etmektedir.

Tatlı su kaynakları yanında okyanus, deniz ve göller de kirlilik tehdidi altındadır. Bu su kaynaklarında meydana gelen kirlilik ve azalma insan yaşamı dışında diğer canlı türlerinin yaşamını da tehdit etmektedir. Su kaynaklarında meydana gelen kirlilik nedeniyle bozulan doğal dengenin tekrar eski hâline gelmesi ise uzun yıllar almaktadır. Bu nedenle doğal kaynaklara zarar vermemeli, verenleri uyarmalıyız.

İnsanoğlunun en önemli zenginlik kaynaklarından biri de ormanlardır. Ormanlar, sadece ağaç topluluklarından ibaret değildir. Ormanlar; ağaçlar, hava, su, toprak, barındırdığı diğer bitkiler ve hayvanlarla kendine özgü bir alandır.

Yasak olmasına rağmen orman alanlarında kontrolsüz otlatma yapılmaktadır. Kaçak ağaç kesimi ve otlatmaları nedeniyle ormanlarımız zarar görmektedir.

Ülkemizde arazi kullanımı bilimsel olarak yapılmamaktadır. Orman veya meraya dönmesi gereken üzerinde çok düşük verimle tarım yapılan alanlar sanayiye ve yerleşmeye açılmaktadır.

Orman yangınları ülkemizin büyük sorunlarından biridir. Bu yangınların nedenleri çoğunlukla bilinmemektedir. Orman yangınları açısından en hassas bölgelerimiz Akdeniz, Ege ve Marmara bölgeleridir. Ormanlar, su sağlama, su varlığını koruma ve düzenlemede önemli rol oynar. Bugün erozyon nedeniyle tüm barajlarımız dolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Karakaya Barajı da bunlardan biridir.

Birçok yararı olan ormanlarımızı daima korumalı, zarar verenleri uyarmalıyız.

Ormanlar gibi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan doğal varlıklardan biri de topraktır.

Toprak, insanların yerleştikleri, evlerini yaptıkları, hayvanlarını otlattıkları, ürünlerini yetiştirdikleri canlı bir örtüdür.

Tarla edinme, kaçak kesim, otlatma, yangın gibi nedenlerle ormanlık alanlar erozyona açık hâle gelmektedir. Yeşil alanların tahribiyle yağmurların oluşturduğu sel yataklarından verimli topraklar ırmaklara taşınmakta ve yok olmaktadır.

Toprağın zarar görmesi, erozyonun yanında çok sayıda insanın yaşamına ve büyük maddi zarara yol açmaktadır. Erozyon, ülkemizdeki en büyük göç nedenlerinden biridir. Erozyon nedeniyle topraklarını kaybeden insanlar bulundukları yerden başka yerlere göç etmek zorunda kalmaktadır.

Erozyon, toprakların üst kısmının akarsular, sel suları ve rüzgâr  gibi dış kuvvetlerin etkisiyle aşındırılaraktaşınmasına denir.

 

Türkiye'nin bütün bölgelerinde erozyon görülür. Ancak şiddeti, bitki örtüsüne göre değişir. Örneğin; bitki örtüsünün sık olduğu Karadeniz Bölge'nde şiddeti daha az iken, bitki örtüsünün cılız olduğu İç Anadolu Bölgesi'nde şiddeti daha fazladır.

DİKKAT: Enerji Kaynakları ikiye ayrılır:

1. Tükenebilen (Yenilenemeyen) Kaynaklar: Kömür, Petrol, Doğal Gaz, Odun.
2. Tükenmeyen (Yenilenebilir) Kaynaklar: Güneş Enerjisi, Rüzgâr Enerjisi, Su Enerji, Jeotermal Enerji.

taşınmasına denir.

Yorum bölümü sadece üyelerimize açıktır...

Top